26 Nisan 2013 Cuma


Koca bir şehirden nasıl nefret edilir.
Ben biliyordum, ben insanların nasıl küstah olduğunu,
Ben bir sevgilinin yaşama isteğini nasıl yok edebileceğini biliyordum
O zamanlar Ben de yaşıyordum.
Nefes almak yaşamaksa yaşıyordum.

Her gün daha fazla kırılıp
daha fazla incinip yaşıyordum.

Önceleri deli gibi ağlıyor, saçlarımı yolmaya çalışıyordum, olmayan
bir nevi yine sevgilinin yok ettiği saçları yoluyordum.
Saç işe yaramazsa dizlerimi dövüyordum.
Sesim kısılana kadar ağlıyordum.

Sonları sustum, kabullenmeye çalıştım.
Hep susuyordum,
her şeye susuyordum.
En çok da varlığına susuyordum.

Hissediyor muydu, hep bunu düşündüm.
 Bir kez anlamak istemiş miydi ?

Keşke anlamak isteseydi

Seviyorum diyordu, seni seviyorum.
sus diyordum içimden, sus sevgilim, sevmek bu değil.

Sustuğunda onu izliyordum.
Nasıl güzel olduğuna bakıyordum,
Nasıl küçük olduğuna, daha hayattan neler isteyebileceğine bakıyordum.
Bir gün bu güzelliği kaybetmekten korkuyordum.
Korkularım, bundandı hep
Hep ne geldiyse korkularımdan gelmişti.

Sevende, korkutanda gitmek isteyende oydu.

Her defasında ellerim acıyordu, her gidiyorum deyişim de
aslında deli gibi kalmak ona sarılmak
lütfen demek istiyordum. bırakma lütfen.

Ben yok oluyordum, ben her gün binlerce kez ölüyordum.

Ölüm...
Hiç bırakmıyordu beni,
hep en yakınımda ensemde nefesini duyumsuyordum.

Yapmalısın diyordu, şimdi böyleysen ya giderse ?

Evet ya gidersen sevgilim?

Hayat ondan ibaret değildi biliyordum.
Ama bu acıyı durdurmak için zaman istemiyordum.
Ben bir tek seni istiyordum sevgilim,
ben hayallerimi seninle kurdum,
ben hayallerimi istiyordum.

Sözler vermiyor beni umursamıyordun.
Hiç bir şeyin fazlasını istemedim
bu yüzdendi hep yarım kalışlarım.


Sarhoştun, bir seni gördüm sarhoşken güzel olan.
Çünkü yalnız o zamanlar istiyordun beni.
Çünkü sadece o zamanlar hissediyordum sevgini.

Ve şimdi görüyorum sevgilim
bu senin sessizce gidişin.